Bir Kumkurdu, Balık, Çiçek ve Ben

 Gördüğünüz duvar resmi Müge Okay’a ait, Om Yoga’nın merdivenlerinde. Çok severim Müge’yi, çok komiktir, çok tatlıdır ve çok yeteneklidir. Dünyanın lafını konuştuk da bu çizimle ilgili konuşmadık hiç, tuhaf…

Resim boğucu geliyor bana, bayağı bedenimin içinde bir taş var sanki, beni bir nehrin altına doğru çekiyor, su tuzlu değil kaldıramıyor beni, batıyorum dibe, nefes alamıyorum, beğeniyorum bu resmi, bağ kuruyorum, bende fiziksel ve duygusal bir karşılığı var.

Meditasyonda benim gölgeli hissim, boğuluyormuş gibi hissetmem. Bazen nefessiz kalıyorum, sanki biri boğazımı sıkıyor gibi geliyor, eli fiziksel olarak hissediyorum boynumda, ya da suyun altında kalmışım. Bu hal geldiğinde artık bu resim güç veriyor bana. Resimdeki kız benim fiziksel bedenim, kendini kafamdan dışarıya can havliyle atan balık ise işte o boğulma hissim. Güç veren ne biliyor musunuz? Balığımın gözyaşlarının o güzel, turuncu kocaman, sağlıklı çiçeği adeta sulaması. Çiçeğe kafamdan dışarı çıkmak isteyen balığım hayat veriyor. Eskiden tüm dikkatimi kafamdaki boğulan balığıma verirken, o boğulma his beni kolayca ele geçiriyorken, şimdi hemen yanı başımdaki çiçek dolduruyor içimi, rengiyle sağlıklı haliyle, bol yapraklarıyla. Karşımda çok tatlı, masum ifadeli bir kumkurdu, artık zihnim midir, dış dünya mıdır bilemem, bir başka balık veriyor bana, bu yeni balığın bana getireceği duygu ne bilmiyorum, ne almak için ne de almamak için bir şey yapıyorum. Bu eylemsizlik de hem işime geliyor hem iyi geliyor; Her şeye neden bir çözümüm olsun ki her zaman? Bazen de kumkurdu, balık, çiçek kendi kendilerine idare etsinler. Kumkurdu da kendi hüzünlü ördeğini taşıyor içinde. Ördeğin gözyaşları içine içine  akıyor, vardır bunun da bir nedeni.

Sevgiler,

Çağla Güngör

 

 

 

Ego, At, Mat
Burada Sorun Var Houston*